Bu gün herkesin hem fikir olduğu şey ATOM SANTRALLARIN ÇOK Pahalı ve çok dehşet verici tehlikeli olduğudur. Buradan hangi enerji kaynağının istikbalin enerjisi olduğunun tespiti gerekliği çıkar. Şimdi atom enerjisi fiyatlarını hesaplarken,(KURULUŞ VE İŞLETME) kaza halinde ödenecek çevre temizleme, insanlara ödenecek tazminatlar için, tahmin dahi edilemeyecek büyüklükteki sigorta bedelini de hesaba katmak mecburiyetindeyiz. Böyle tehlikeli bir sistemi sigortasız düşünmek bile mümkün değildir. Ayrıca işletme esnasında meydana gelecek atıkları çevreye zarar vermeden yok edilmesi de göz önüne alınmalıdır zira bu hiç de küçümsenecek bir meblağ değildir. Bu sistemden doğacak zararları ayrıca gelecek nesillere şimdiden ödetmiş olacağız. Şu ara bir Almanya ya bakalım, Alman hükümeti 7 Atom santralini devre dışı bırakmak için karar aldı ve hemen atom enerjisi lobisi devreye girip, elektrik fiyatlarını ayyuka çıkacağını ilan etmeye başladı. Almanlar artık merkezi sistem elektrik üretimini yavaş, yavaş terk etmeye başladılar elektriği kullanıldığı yerde üretmeyi hedeflediler ve bunda da Muaffak olmaya başladılar şu anda toplam enerjilerinin %12 bölümünü yenilenebilir enerjiden elde etmeye başladılar. Buradaki ana fikir Binalarda fotovoltaik ve sıcak su pompalarıyla ülkede kullanılan enerjinin büyük bir bölümünün(Almanya da kullanılan toplam enerjinin %40) elde edilmesiydi, buna ilaveten binalarda pencere ağırlıklı enerji tasarrufu kombine esilirse enerji ihtiyacı azalacağından iş daha da kolaylaşacaktır.
KULLANILMAYAN ENERJİ DAİMA EN İYİ ENERJİDİR.
Yeryüzündeki enerji kaynakları düşünüldüğünde GÜNEŞ açık ara ile şampiyondur.Zira dünyaya gönderdiği enerji şu anda dünyada kullanılan toplam enerjini 10 bin katıdır. Bize sadece uygun şartlar yaratıp kullanmak kalıyor. Fotovoltaik de Başlangıçta % 7 olan verim bu gün % 20lere ulaşmıştır.90 lı senelerde 1kw kurulum maliyeti 12000 € iken, halen 3500 € altına düşmüştür.AB ülkeleri 2030 kadar toplam enerjilerinin %30 yenilenebilir enerjilerden elde edecekler. Güneş enerjisi kuruluş maliyeti her sene en az % 5 ucuzlamaktadır bu da planlamayı ÇOK KOLAYLAŞTIRMAKTADIR. Her hali karda GÜNEŞ ENERJİSİ GELECEGİN ENERJİSİDİR. Amerika bu konuya büyük yatırım yapmaktadır.
Floridea ‘da ki Uzay işlemlerinden sorumlu Kenedy Space Senter şirketinin Yöneticileri İstikbalin enerji kaynağını kullanmaya teşebbüs ettiler.Bu sene NASA Amerikanın Enerji temin işlerinden sorumlu Şirketi Florida Power & Light Corporation ile Enerji temini için bir mukavele imzaladı.Nasa, FPL Ye iki adet on megavat gücünde Fotovoltaik elektrik santralı yapması için Kendi arazisinden 300 000 m² lik bir arsayı tahsis etti.. NASA Bu santralar dan elde edilen enerjinin bir megavatlık kısmını kendi kullanacak. Şu anda bu kapasitesi ile Amerika’da kurulu fotovoltaik santrallerin ikinci büyüklük gücüne sahip olacaktır. Kıtanın diger tarafındaki 11 votovoltaik parklı şirketi uzay sistemleri ile iş birliğine başladı. Pacific Gas & Electric Conpany ( PG & E ) Kaliforniya’nın gaz ve elektrik şirketi sadece yer yüzünden değil uzayda kurulu fotovıltaik peyk santralardan da elektrik elde etmek için SOLAR şirketiyle 2016 senesinde üretime geçecek bir tesis için anlaşma yaptı. Teknik olarak çok zor görünse de Prensipte çok basittir. Yer yüzünden 36 000 km uzaklığa yerleştirilen bu peykler dünya etrafında sabit hızla dönenecekler ve 24 saatte bir defa da da kendi eksenlerinde dönecekler bu suretle de her an direk güneş ışınlarını alacaklardır.Bu durumda santralar kesintisiz olarak dünyaya Mikro dalgalarla enerji gönderecektir.En kötü hava şart6ları dahi sitemi zayıflatamayacaktır,zira bulutlar Mikro dalgaların dünyaya gelmesine mani olamazlar.Bu durum insanı ister istemez iyimser yapmaktadır.Ayrıca İnsan kendine şu suali sorabilir Neden hiç kimse şimdiye kadar bu konuyla uğraşmadı? Cevap açık ve katidir Hiçbir ülke şimdiye kadar büyük gerekli parayı ortaya koyamadı. aslında 1970 li yıllarda bu proje ortaya çıktı. Zamanın Amerika başkanı Jımmy Carter bu projeyi 1979 da onayladı. Ve senatoya sevk etti, senato Petrol kartellerinin tesiriyle tasarruf etmesi gerektiğini beyan ederek projeyi ret etti. Bundan sonra Carter de projeyi rafa kaldırdı ve bir daha gündeme getirmedi. Ayrıca o zaman bu sistemin Kömür ve Atom santralleriyle maliyet yönünden rekabet etmesi mümkün değildi ve hiç kimse CO2 nin Dünyaya yapacağı kötü etkileri hesaba katmadı, ayrıca atom santrallerinin atıklarının nasıl yok edileceği hiç düşünülmedi.
Bu düşünce ve davranışlar çok geride kaldı şimdi güneş yelkenlerini bir an önce devreye sokulması gereklidir. Ayrıca fotovoltaik paneller her geçen gün biraz daha ucuzlamaktadır.
Ayrıca Bilgisayar ve robot teknolojisi o kadar çok gelişti ki bu panellerin uzayda monte edilmesi için astronotlara ihtiyaç duyulmamaktadır.
Ekonomik ve ekolojik şartlar ile Teknik olanaklar son senelerde o kadar değişti ki Space Solar Power Konusu yeniden ele alındı. Şu anda yapılan modeller derhal uzaya gönderilecek şartları kapsamaktadır. Bunları yapanlardan biri aydan geriye dönüş projesini yapan ve bir çok uzayla ilgili innovation a sahip MOON SOCİETY isimli özel bir cemiyettir. Bu cemiyetin başkanı Peter Kokh Uzaya yerleştirilecek çok büyük iki mercekle dünyadaki kolektörleri besleyebileceklerini ifade etti. Ayrıca Space Solar Power sistem projesini, Orlando da mayısta yapılan İnternational Space Development Conference da açıkladı. Gösterilen kroki ,resim ve Animasyonlardan sonra NASA ve NATİONAL SPACE SOCİETY Sistemin çalışacağını kanıtladığını ifade ettiler.
Kokh bu fotovoltaik santral ve nakil antenlerinin güneş ışınlarından elde edilen elektrik enerjisini KISA DALGA vasıtasıyla yer yüzüne gönderileceğini açıkladı. Burada kullanılan fotovoltaik paneller konvensiyonel panellerdir ve bir değişikliğe sahip değildirler. Burada elde edilen elektrik modüllerde kısa dalga lı frekansa çevrilir ve antenler vasıtasıyla dünyaya gönderilir. Modüllerin birkaçı bir arada çalıştırılarak büyük bir şehrin elektrik enerjisi temin edilebilir. Bu fikir yukarda uzayda 24 saat kesintisiz güneş ışınlarının bulunmasından kaynaklanmaktadır. Bu suretle dünyadaki herkes istediği kadar bu temiz ve çevreci enerjiye sahip olacaktır. Bu teorinin pratikte netice verdiği ,yapılan prototiple kanıtlanmıştır.Orijinal sistemde kısa dalga önce dünya üzerindeki bir toplama istasyonuna gönderilecektir. Dünyadaki istasyonda bir RECTENNA (Rectijying antenna nın kısaltılmışı) ÇEVİRİCİ ANTEN’E gelecektir. Gelen kısa dalgalar hedeften şaşarlarsa akım otomatik olarak derhal kesilir kısacası çok emniyetli bir sistemdir.36 bin Km den gönderilen bu kısa dalga huzmesi silindirik kalamaz aynen bir el feneri huzmesi gibi konik bir demete dönüşür. Bu yüzden 5.8 Gigahertz le gönderilen kısa dalgaları alabilmek için kenarı 5 Km olana bir alana ihtiyaç olur. <bu enerji tarlalarında pek tabi fotovoltaik paneller yoktur, gelen kısa dalga akımlarını doğru akıma veya alternatif akıma çeviren çeviriciler vardır. Rectennaların bulunduğu alanlar solar panellerin kullanıldığı enerji paktlarından çok farklıdırlar. Zira rectenna’nın altında kalan alan başka gayeler için mesela ZİRAAT için kullanılabilir hiçbir tehlikesi yoktur.
Pacific Electric Kompany Kalifoniyanın güneyindeki 150 000 evin enerjisini temin için 200 megavatlık bir solar santral kurması hususunda AMERİKAN Hükümetinden bir talimat almıştır. 2012 senesine kadar Kullanılan toplam enerjinin %20 lik Bölümünü yenilenebilir enerji olması planlanmıştır.
Japon hükümeti de bu sistemle çok ilgilenmektedir işin araştırması için senlik 10 milyon$ tahsis etmiştir. JAXA firması 2015 de bir test uydusu planlamıştır Ayrıca MİSIBİSHİ ve İHİ diğer 14 Japon firması ile BİR KONSORSYUM Yapıp Bu iş için 15 milyar € toplamışlardır.
Bu tip solar enerji ile sadece AMERİKA VE JAPONYA uğraşmamaktadır diğer ülkelerde güçlerinin yettiği kadar Fotovoltraik uzay santralleriyle meşgul oluyorlar. Bilhassa İsviçre Bunların başında geliyor. Schaffhausen deki Space Energy şirketi Uzaya daha alçak bir yörüngeye 40 uyduyu 3 sene içerisinde gönderecek Başlangıçta bunlar sadece yörüngelerinde dolaşacaklar. İsviçrelilerde Boings DELTA 4 raketlerini kullanacaklar.15 ton ağırlığındaki uydular robotlarla birlikte 300 Km mesafedeki yörüngeye gönderilecek ve 2 sene sonra ünitelerden bir tanesi bitmiş olacak ve üretime geçecek ki. 2029 senesine kadar 15 ünite daha bitmiş olacak. İlk ünite 12 ile 16 milyar dolar arasına mal olacaktır. Daha sonrakilerse 7 – 8 milyar dolara mal olacaktır. Zürich deki ve diğer birçok finans gurupları bu işe iştirak edeceklerini beyan ettiler. HİNJDİSTAN aynı metotla 15 sene içerisinde 120 Cigavat enerji elde etmek için 200 milyar dolar tahsis etti. Hindistan çok büyük bir ülke olduğu için enerjinin naklinde büyük kayıplara uğramaktadır. Halbuki bu sistemde enerji nerede kullanılacaksa alıcı orada olacaktır, dolayısıyla kayıp çok azalacaktır.
Dünyamızı kirleten en büyük etken fosil yakıtların enerji üretiminde kullanılmasıdır. O zaman ilk YAPACAGĞIMIZ İŞ ENERJİ TASARRUFU, FOSİL YAKITLARDAN VE ATOM SANTRALLERİNDENVAZGEÇMEKTİR. Enerji tasarrufu içinde ülkede kullanılan toplam enerjinin %40 lık bölümünü sarf ettiğimiz konutlardan başlarsak yanlış bir şey yapmış olmayız.Alman Trafik,inşaat ve şehir geliştirme bakanı Wolgang Tiefensee bu konuda şunları söylemektedir.
Eğer biz küresel ısınmaya karşı bir şey yapmak istiyorsak önce enerjiyi gerektiği yerde gerektiği kadar kullanmamız ve konutlarda enerji tasarrufunu ön safhaya çıkarmamız gerektiğine inanmamız lazımdır. Zira Almanya da kullanılan toplam enerjinin %40 bölümü konutlarda kullanılmaktadır. Ve biz biliyoruz ki konutlarda büyük enerji tasarruf potansiyeli yatmaktadır
İlk iş olarak Binalarda kullanılan toplam enerjiyi 2012 ye kadar %30 aşağı çekmeye ve 2020 ye kadarda tekrar %30 tasarruf etmeyi planladık Bunun için konutlarda enerji tasarrufu için yapılacak tadilatlara verdiğimiz düşük faizli kredileri artırdık ve kapsama alanını çok genişlettik. Enerji ile ilgili bütün aktörlerin bize yardımcı olmalarını bekliyoruz. Enerji tasarrufu için yeni fikirlere yeni buluşlara, yeni malzemelere kısacası yeni innovationlara acilen ihtiyacımız var. AYRICA YAZ, KIŞ VE SOĞUK SICAK bölge diye ayırım yapmadan Enerji tasarruf kaidelerini sıkı bir şekilde uygulamalıyız. Verilere göre Almanya da 17 milyon konut bulunmaktadır, 2005 senesinde bu konutlardan ısınma ve soğutma için 191 milyon ton CO2 havaya verilmiştir. Burada yapılacak iş binanın dış kabuğunu ısıyı geçirmesine müsaade etmeyecek şekilde yapmak bina tekniği ile ilgili her şeyin enerji tasarrufu baz alınarak yapılmasını temin etmektir. Eski binalar muhakkak ısı yalıtım teknikleri göz önüne alınarak restore edilmelidir.
Pencere bir bina için sadece konfor ve görünüş değildir, Maksada uygun yapıldığında büyük bir enerji tasarruf kaynağıdır. Günümüzde gelişmiş teknolojilerle üretilen kaliteli pencereler, az ısı kaybeder, emniyetlidir, her türlü hava şartlarına uyar, performansını uzun seneler korur. Isı tasarrufu açısından pencere bir binanın en önemli yapı elemanıdır, zira bir ülkede kullanılan toplam enerjinin 40 ı binalarda kullanılmaktadır(Almaya da %40),ve bir binada kullanılan toplam enerjinin %75 i ısıtma ve soğutma için kullanılır ve çok katlı bir binada bunun %48 i pencereden kaçar
Bunun manası, bir ülkede kullanılan toplam enerjinin ?%12 si tedbir alınmazsa pencereden kaçar demektir. Biz Türk milleti olarak pencereye gerekli önemi vermediğimiz için, Avrupalılar bize siz ‘ PENCEREYİ DUVARDAKİ BİR DELİĞİ KAPAMA OLARAK GÖRÜYORSUNUZ’ diyorlar. Pencereyi mini bir enerji santrali gibi görmek lazımdır Zira en ucuz enerji üretimi tasarruf edilen enerjidir. Biz petrolün 50 $ olduğu zaman hesapladık, Eğer Türkiye de doğru pencere, doğru izolasyon yapılsa senede 5 milyar $ ülke olarak cebimizde kalacaktı. Demek ki biz Atom santrali yerine doğru pencere imal etmek iç.in yatırım yapsak hem atom santralline ihtiyacımız kalmayacak ve her sene hemen hemen bir atom santralli parası cebimizde kalacak , bu parayı da Güneş enerjisine yatırırsak artan enerji ihtiyacımızı da karşılamış olacağız. Dünyamızda en erken 10 sene en geç 40 sene sonra zaten güneş enerjisinden başka bir enerji kullanılmayacak ve bu teknolojiye sahip ülkeler dünyanın da her yönden hakimi olacaklardır. Almanya 10 sene içerisinde toplam enerjisinin %40 güneş enerjisinden elde edeceğini planladı. Zaten bu yüzden ‘ESKİ KÖMÜR OCAĞI’ Diye adlandırdıkları Atom santralarını sırayla devreden çıkarmaya başladılar çok yakın bir zamanda hepsi duracak. EL ALEM GİDER MERSİNE BİZ GİDERİZ TERSİNE!
Bu ucuz enerji ile deniz suyundan Hidrojen elde edilecek ve patlamalı motorlarda Yakıt olarak kullanılacak, Hidrojen motorda yandığında eksoz gazı olarak su açığa çıkacak ve çevre de kirletilmemiş olacak. Almanya büyük sahrada böyle bir projeyi yaptı elde Deniz suyundan edilecek Hidrojen İTALYA ÜZERİNDEN Almanya ya sevk olacak ve patlamalı motorlarda yakıt olarak kullanılacak.
Biz maalesef ülke olarak problemlerimize anlık ç.özümler buluyoruz asla uzun vadeli programlar yapmıyoruz
Enerjinin muhakkak uzun vadeli planlanması gerekir, bütün gelişmiş ülkelerde böyle yapmaktadır. Ayrıca fosil yakıtların 40-50 senelik ömrü kalmıştır, atom santrallerinin insanlık ve dünyamız için ne kadar tehlikeli olduğunu Çernobil ve Japonya kanıtlamıştır. Atom santrallerinin iyiliği –kötülüğü üzerinde hala münakaşa yapmak ABESLE İŞTİGALDIR. Enerji için uzun vadeli plan yapmamak geri kalmışlığın sem boludur.
Dr. Müh. O. Muzaffer Tamer.