PÜKAD

Pencere Yatırımında Sihirli Üçgen

Fiyat- ısı Tasarrufu – Konfor
Günümüzde Enerji Tasarrufu ve Çevre Kirliliğine sebep olan CO² ‘yi azaltmak, cemiyetin bütün fertlerinin ve politikacıların en büyük görevi olmalıdır. Aksi halde, seller, fırtınalar, şiddetini artıracak, dünyamızın sıcaklığı da artacak, kutuplardaki buzullar eriyecek bu günkü bir çok kıyı şehri sular altında kalacağından, haritadan silinecektir. Bu pesimist bir senaryocunun, senaryosu değildir, böyle devam edersek; 20 sene sonra dünyamızı geriye dönemeyeceği hasarlara uğratacağız.

1992- Rio Konferansı sonunda alınan karara göre; 2005 senesine kadar havaya salınan Co² % 25 aşağı çekilecekti ama Almanya haricinde, Amerika dahil hiçbir ülke sözünde durmadı. 2011 senesine gelmemize rağmen enerjiden yapılacak tasarruf, maalesef halen doyma noktasına getirilememiştir. Sadece, binalarda tasarruf edilecek % 40 -50 potansiyel yatmaktadır. Bu potansiyelin büyük bölümü pencerelerdedir, ama maalesef Türkiye’ de pencerenin Isı iletim katsayısı (U değeri) 2,4 W/m²K olarak 825 sayılı ısı yalıtımı yönetmeliğinde verilmektedir.

Avrupa’da 1978 öncesi eski inşaatlarda Enerji dışarıya savrulmaktaydı. Havaya atılan CO² nin %90’ı bu binalardan çıkmaktaydı.
Pek tabii, burada en büyük potansiyel yüksek ısı iletimine sahip olan, pencerelerde bulunmaktadır. Bilindiği gibi pencerenin ısı iletim katsayısı U değeri olarak tarif edilir. Bu değer ne kadar küçük olursa, ısı o kadar az dışarı kaçar.
Batı Almanya’da % 24, Doğu Almanya’da % 60 tamir edilmemiş eski evlerin penceresinin U değeri 2,1 W/m²K’dir.
Eğer bu pencereler bu günkü standart pencerelerle (U değeri 1,4W/m²K) değiştirilirse, senede 65 milyar KW saat enerji tasarruf edilebilir.

Eğer biraz daha ileri gidip, U değeri daha düşük pencereleri düşünecek olursak 30 milyar KW saat daha tasarruf edilebileceğini buluruz. Bunun manası da, 20 milyon ton daha az CO² gazının havaya verilmesi olmaktadır.
Bu Enerji tasarrufu Alman Hükümeti tarafından çok iyi bilinmektedir, bu yüzden 12 Ekim 2000 tarihinde geleceğe dönük yatırım programı [Zukunfts¬investitions-Programm) (ZIPY)] kanunu çıkarılmıştır. Binasında ısı tasarrufu yapanlar, bu kanundan yararlanacaktır. Tadilat için senelik 400 milyon € tahsisat ayrılmıştır. Bu para Frankfurt’taki (Kreditanstalt für Wiederaufbau) (KFW) bankası tarafından dağıtılmaktadır. Gerektiğinde bu meblağ- derhal takviye edilmektedir.
Biz, Türkiye olarak 2011 yılına geldik ama maalesef Almanya’nın 1978 senesinde kabul ettiği 2,1 W/m²K’lık U değerini hala yakalayamamışız.

Türkiye de politikacı1ar yeni atom santrallarından bahsetmektedirler. Pek tabii sırası gelince o da yapılır. Ama önce eldeki mevcut enerjiyi sokağa savurmayacak tedbirlerin alınması gereklidir, ayrıca en ucuz enerji üretimi tasarruf edilen enerjidir.
Biz de böyle bir kredi organizasyonunu PÜKAD olarak planladık ve bayağı yol kat ettik, dış kredide bulduk ama sonunda o zamanki bürokratlar bunu da ret etti. Gerekçe olarak da tüketicinin parayı geri ödemeyeceğini gösterdiler.
Kısaca söylemek gerekirse, kriz içerisindeki Türkiye de enerji tasarrufundan başka kurtuluş yolu yoktur.

Bu tasarrufa %70’i ithal edilen enerjiyle başlarsak hiçte yanlış bir şey yapmış olmayız, zira Türkiye de kullanılan toplam enerjinin 1/3 ü binalarda kullanılmaktadır. Bir evde kullanılan toplam enerjinin %75 Isınma, %11 Sıcak su %12 Ev aletleri ve %2’side Aydınlatma için kullanılmaktadır. Bu %75 ısınma enerjisinin %48′ i dir. Tedbir alınmaz ise bitişik nizam çok katlı binalarda pencerelerden kaçar. Bununda kısaca manası; eğer tedbir alınmasa Türkiye deki toplam enerjinin % 12 i pencereden kaçar demektir. Bu yüzdende pencerede çok büyük bir enerji potansiyeli yatmaktadır.

Pek tabii enerji tasarrufu için sadece pencereleri, dolayısıyla U değerini düşünmemek gereklidir. Binanın dış kabuğunu da ihmal etmemek lazımdır. Modern pencerelerde tabii hava akımı ‘sıfır’ denecek kadar azdır, dolayısıyla iç mekânlar da havalandırma yapılmadığı zaman nem miktarı gittikçe artar, bu suretle de ısı köprüsü oluşan dış kabuğun içe bakan kısmında rutubetlenmeler ve mantar teşekkülü başlar. Buda bina konforuna negatif tesir eder.

Yeni bina inşaat felsefesi son zamanlarda, enerji tasarrufu ve bina için maksimum konfor üzerine kurulmaya başlandı. Bunlar, bina kabuğunun U değerinin aşağı çekilmesi ve toplam sızdırmazlığının arttırılması ile elde edildi. Bu tedbirler sadece yeni binalar için düşünülmemelidir, aynı zamanda eski binalarda da uygulanmalıdır. Planlama ve tatbikatta yukarıda bahsedilen öneriler muhakkak dikkate alınmalıdır.

Yukarıda bahsedilen felsefe, binanın teknik ve yapı fiziği acısından bir denge teşkil etmektedir. Bu dengeye yapılacak müdahale şimdiye kadar kullanılan sistemleri değiştirecektir. Bu tespit, şimdiye kadar kullanılan pencerenin duvara tespit prensibini de değiştirecektir. Ama maalesef Türkiye de çok az pencere üreticisi bu değişikliklere ayak uydurabilmektedir.
Fonksiyonel bir havalandırma direkt olarak pencerenin problemi değildir, ama neticesi yani nemlenme direkt olarak pencereyi ilgilendirir. Eğer havalandırma problemi çözülmemişse pencerenin ve iç kısmın nemlenmesine engel olunamaz. Bu yüzden nemlenmelere daima pencere üreticileri muhatap olacaktır, bu planlı havalandırma sadece pencereyle çözülemez. Çözülmemiş bir iç mekân havalandırması pencereye ve iç mekana büyük bir nemlenme yükü getirir. Nemlenme yükü aşağıdaki kaynaklardan oluşur.

Bir Saatte üretilen SU BUHARI MİKTARLARI
İstirahat halindeki insan: 30g
Az hareket eden insan : 60g
Makine’de çamaşır kurutmak: 200g
Makine’ de çamaşır yıkamak: 300g
Islak çamaşırı asarak kurutmak: 500g
Yemek pişirmek: 1000g
Evde suyla temizlik yapmak : 1000g
Duş almak : 2600g

İnsan havadaki CO² miktarı % 0,1 olduğunda rahatsız olmaya başlar. İnsanlar, her teneffüs ettiği hava hacminin %4′ dünü CO² haline dönüştürür.

Binanın kabuğu homojen tek bir malzemeden yapılmamıştır, aksine genellikle çok katlı yapı elemanlarından meydana gelmektedir. (Duvar, Tavan, Pencere vs) Bu yüzden iç mekânda dışa ısı transferi bir çok tabakayı geçerek gerçekleşir. Duvarın yapısı bilindiğinde, Su Buhar Difüzyonu da belli ise lokal yoğuşma sıcaklıklarının nerelerde olabileceği tespit edilir.

İç mekanda ki rutubet, devamlı olarak az rutubet ihtiva eden dış havaya doğru akar.

Bu yüzden fugalarda (pencere, Duvar Birleşim yeri) çok komplike olaylar meydana gelir.

Duvar, Tavan, Cam vs. gibi düz inşaat elemanlarının ısı iletim kat sayısı (U değeri) ile tarif edilir. Buralarda sıcaklık iç taraftan dışarıya dik olarak akar. (Tek boyutlu sıcaklık akımı ) Duvar-Pencere bileşimi gibi komplike yerlerde (Fugalarda) sıcaklık akımı tek boyutlu olamaz, çok boyutlu olmak mecburiyetindedir. Bu yüzden de buradaki sıcaklık dağılımını tespit etmek çok güçtür.
İşte böyle çok önemli ve komplike Pencere-Duvar birleşimi, ölçü, ısı yalıtımı vs. yönünden yapı fiziği kaidelerine göre yapılmazsa, büyük problemler doğar. Pencere kasası ile duvar arasında kalan fuga, izolan bir malzeme ile izole edilmelidir. Eğer yapılan mukavelede bu malzeme belirtilmemiş ise, cam elyafı veya poliüretan köpükle izole edilebilir. Yalnız bu izole malzemelerinin aynı zamanda fugayı sızdırmaz hale getireceği asla düşünülmemelidir. Aslında bu aralığın izole edilmesi, fazla bir enerji kazancına sebep olmaz ama izole edilmediği zaman duvarın iç yüzeyindeki sıcaklık düşeceği için nemlenme tehlikesi ortaya çıkacaktır.
Pencereyi dış duvarın bir parçası olarak görmek lazımdır. Pencerenin modern bir pencereyle değiştirilmesi halinde dengenin bozulabileceğini düşünmek gerekir, bu yüzden bir irdeleme yapılmalıdır. Isı tasarrufu açısından modern pencerelerde hava değişimi yok denecek kadar azdır. Eski pencerelerde Tek katlı camların iç yüzeyi düşük sıcaklıklarından dolayı, bir yoğuşma yüzeyi teşkil ederler. Modern pencerelerde ısı iletim kat sayısı düşük olduğu için camların iç yüzey sıcaklığı iç ortam sıcaklığına daha yakındır.
Dolayısıyla burada yoğuşma olmaz, bu yüzden bu görevi binanın diğer düşük sıcaklıklı bir bölümü almak mecburiyetindedir. Buda genellikle iyi izole edilmemiş pencere duvar bağlantı yerinde, dış duvar köşelerinde geometriye bağlı ısı köprüsü teşekkül eder. Veya izole edilmemiş beton, kiriş ve kolonların içe bakan yüzeylerinde malzemeye bağlı ısı köprüsü meydana gelmektedir.
Yapılacak izolasyon ve pencere yatırımının rantabl olması gereklidir. Fiyat, ısı tasarrufu ve konfor, sihirli üçgen olarak düşünülmeli ve uzun vade için optimum bir çözüm bulunmak için pencerenin en ucuzunu değil ısı iletim katsayısı (U değeri) en düşük olanı seçmek lazımdır, zira iyi pencereye verdiğiniz fazla parayı ısınmaya ödeyeceğiniz daha az parayla birkaç sene içerisinde geriye almış olacaksınız. İyi pencere, seçimini PÜKAD olarak yaptığımız seminerlerle üreticiye ve tüketiciye anlatmaya çalışıyoruz. Son yaptığımız Bayındırlık ve İskan Bakanlığı semineri dışındaki toplantılarda fazla dinleyici bulamadık. Zira, herkes bu işi çok iyi biliyor!

Dr. Müh. O. Muzaffer Tamer

KURUMSAL ÜYELERİMİZ