PÜKAD

U Değerlerinin Önemi

1. GİRİŞ

Ülkemizde ısıtma ve enerji tasarrufu ile ilgili çok sayıda standart ve yönetmelikler yürürlüktedir. Çoğu eski tarihli olan bu standart ve yönetmelikler teknolojik gelişmelerin çok gerisinde kalmaları bir yana içerik olarak da ilgili oldukları bazı konuları kapsamamaktadır. Hele yalıtım, ısıtma ve kazan ile radyatörlerle ilgili olan standartların enerji tasarrufu yönünden yeterli oldukları söylenemez.Pencerelerde güneşten korunmadan hiçbir yerde bahsedilmemektedir. Bu yüzden yazın büyük soğutma enerji kaybı vardır. Binalarda radyatörler hala pencerelerin önüne konulmaktadır ve buna kimse bir şey söylememektedir. Mecbur olmadıktan sonra radyatör asla pencere önüne konmamalıdır zira dışa bakan bir odada en soğuk yer iç camın iç yüzüdür. Radyatörde ısınan hava YUKARI ÇIKARKEN İLK ÖNCE ODANIN EN SOĞUK YERİNİ YALAYARAK yükselir bunun manası mevcut ısıyla dış havayı ısıtıyoruz demektir. Tespit edilecek bir büyüklükten sonra ve sitelerde muhakkak merkezi sistem ısıtma kullanılmalıdır. Her daire için yakıt parasını tespitte PAY ÖLÇERLER kullanılmalıdır. 

Aşağıdaki ki bölüm;

• TS 825 No’lu “Binalarda Isı Yalıtımı Kuralları” isimli standartların hem yeni teknolojiler ışığında hem de Avrupa Birliği’ne giriş hazırlıkları kapsamında iyileştirme ve yenileştirilmeleri gereği üzerinde durulmuştur.

2. TS 825-BİNALARDA ISI YALITIM KURALLARI STANDARDI:

TS 825-“Binalarda Isı Yalıtım Kuralları” isimli standart ilk defa 1979 senesinde çıkarılmıştır. 29 Nisan 1998 tarihinde yeniden ele alınarak yürürlüğe girmiş ve Bayındırlık ve İskan Bakanlığı tarafından da 14 Haziran 1999 tarih ve 23725 sayılı Resmi Gazete’de mecburi standart tebliği olarak yayınlanmıştır. Bu standart için 14 Haziran 2000 tarihinden itibaren de zorunlu uygulama başlanmıştır. Aynı bakanlığın 8 Mayıs 2000 tarih ve 24043 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan “Isı Yalıtım Yönetmeliği” TS 825’i tamamlayıcı nitelikte görülmektedir.

2.1. TS 825’deki Yenilikler

Yenileştirilen TS 825’de aşağıdaki yenilikler getirilmiştir.

1- Türkiye DG (Derece-Gün) sayılarına göre il merkezleri için 4 yalıtım bölgesine ayrılmıştır.

2- Binanın senelik ısı ihtiyacı A/V (dış yüzey/hacim) oranı esas alınarak hesaplanmıştır. Döşeme alanı (veya m³ hacmi) başına 4 yalıtım bölgesine göre belirlenmiştir.

Derece-Gün sayılarına göre belirlenen 4 ısı yalıtım bölgesi için A/V ye göre kWh/m²a (kWh/m²yıl) cinsinden senelik ısı kaybı değişimleri, EN normlarına göre nerdeyse iki katıdır.

3- Isı yalıtım bölgelerine göre tavsiye edilen toplam ısı iletim katsayıları -U değerleri- Tablo l’de verilmiştir. Bu değerlerde EN normlarıyla kıyaslanmayacak kadar büyüktür. Bunun manası biz Avrupa birliğine göre çok daha fazla enerji sarfediyoruz. 

4- Aylık ortalama dış sıcaklık ile yönlere göre aylık ortalama güneş ışınım şiddeti değerleri ve illere göre Derece-Gün bölgeleri verilmiştir.

Ancak bu değerlerin hangi yıllar aralığı için bulundukları, Derece-Gün sayılarının hangi esasa göre ve Derece-Gün sayılarının da hangi aralıklarına göre ısı yalıtım bölgelerini belirlendikleri belirtilmemiştir.

5- Binalarda yapı elemanlarının buhar geçişinin tahkiki ile sınıflandırılması ve hesaplama metodları etraflıca verilmiş örnek hesap yapılmıştır.

2.2. Yenileştirilen “TS-825 Binalarda Isı Yalıtım Kuralları” Standartının Yetersizliği

Ben de 825 in tadil komisyonundaydım ve şöyle bir teklifte bulunmuştum[ Mesela pencerenin U değeri için 2,4W/ m²k ilk çıktığı sene için kabul edelim ve ondan sonra her sene 0.2 aşağı çekelim. Taki EN normunu yakalayana kadar}.Bu teklifi ben 1979 senesinde yapılan standardın ancak 1999 senesinde tekrar ele alınabileceğini göz önüne alarak yapmıştım. Nitekim ne kadar haklı olduğum meydanda, Şu anda Almanya da U değeri 1,4 W/m² o0lduğu halde bizde hala 2,4 W/m²k yani bizim pencerelerden %60 daha fazla enerji kaçıyor.

Konunun iyi anlaşılması yönünden Almanya ile ilgili bazı bilgilerin verilmesi yararlı olacaktır.

Almanya’da yalıtım bölgesi ayırımı yapılmadan [Q-A/V] değişimi bütün Almanya için verilmiştir.

Almanya’da ısıtma başlangıcı sıcaklığı;

1982 kurallarına göre 15°C

1995 kurallarına göre 12°C

2000 kurallarına göre 10°C

alınıp senelik ısıtma süresi 280’den 224 ve son olarak 193 güne düşürülmüştür.

Almanya için [Q-A/V] değişimleri:

Yapılan bir çalışmaya göre en büyük ve en küçük Derece-Gün sayıları oranı Almanya’da DGenbA /DGenkA<2 iken ülkemizde DGenbT/DGenkT<6’dır. Diğer bir değerlendirme ile dış hesap sıcaklığı aralığı Almanya’da -10°C ile -18°C (1 tane

– 24°C) arasında değişirken ülkemizde +3 ile -27°C gibi 30°C sıcaklık aralığında değişmektedir.

Ayrıca TS 825’de deyim ve birim hatalarının bulunduğunu hatırlatmamızda yarar var.

TS 825’in Enerji Tasarrufu yönünden yetersizliği aşağıda ana hatlarıyla belirtilmiştir.

Bu yüzden kısa zamanda yeniden EN standartlarına adapte edilmelidir. Aksi halde TSEN 14351-1 gibi bir çok standartla çelişkiye düşecektir.

1- Ülkemizde dış hesap sıcaklığı 0° ve +3°C olan bölgelerde öngörülen ısı kaybının Almanya’da -15°C için öngörülen ısı kaybının biraz altında olduğunu görüyoruz.

Dikkat edilirse ülkemizde ısı yalıtımı kuralına göre aynı bir bina için Almanya’ya nazaran

2. yalıtım bölgesinde %28-44

3. yalıtım bölgesinde %38-45

4. yalıtım bölgesinde %57-66

daha fazla ısı kaybı söz konusudur.

BU, BÜYÜK BİR FARK. ÜZERİNDE DURULMASI GEREKİR.

Ülkemizin sosyo-ekonomik şartları söz konusu ise de böyle bir düşünce ile enerjiyi mirasyedi kullanmamıza yol açılmamalıdır. Zira kullandığımız toplam enerjinin %75 yakın bölümünü ithal etmekteyiz.

Kanaatimce, ilgili TS 825 standardı müstakil tek evlerle bitişik nizam çok katlı ve yüksek binalar olmak üzere en az üçe ayrılmalıdır.

2. Toplam ısı iletim katsayıları (U= W/m²K) üst sınırları

                              ALMANYA           DANİMARKA

DIŞ DUVAR              0,5                         0,2

PENCERE                1,4                         1,ira

ÇATI                        0,22                       0,15

DÖŞEME                  0,5                         0,15

alınırken Tablo 1’de tavsiye edilen değerlerin çok yüksek olduğunu görüyoruz.

3. Almanya’da ve Danimarka’da pencereler için U=1,4 W/m²K değerinin altında olması şart koşulurken ülkemizde hala U=2,4 W/m²K öngörülmektedir. Halbuki Almanya bu değer daha 70 li yıllarda 1,8 olarak öngörülmüştü.

Pencere camları yanında kasa ve doğramalardaki gelişmelerin de TS 825’de göz önüne alınmaları gerekir. Soğuk kenarlı camların pencerelerde kullanılmaları yasaklanmalıdır.

4. Isı köprüleri önlemlerine özellikle balkonlarda, kirişlerde, kolonlarda denizliklerde ve parapetlerde göz önüne alınmalıdır.

5. Soğuk yalıtımı yani yaz mevsimlerindeki soğutma cihazlarının seçiminde ve elektrik enerjisi sarfı yönünden TS 825’de hiçbir bölüm olmamalıdır.

Ülkemiz 36° ve 41° enlem daireleri arasında bulunup yaz aylarında dış hava sıcaklığı 40°C’ye yükselmesine karşın çatı ve dış duvar dış yüzey sıcaklıkları 60°C-80°C arasında olması göz önüne alınarak soğuk yalıtımı ile ilgili bir bölüm enerji tasarrufu yönünden mutlaka yer almalıdır, zira soğutma dört kat daha pahalıdır.

Özellikle balkonların ve parapetlerin de soğuk yalıtım yönünden önemleri unutulmamalıdır.

6. Kalorifer tesisatı yapılan binalarda kalorifer borularının, flanşların ve vanaların yalıtımları ile boru tespitleri yoluyla ısı köprüleri oluşumlarına karşı önlemler ve radyatör arkalarına ısı yalıtımlı levhaların konulmaları ayrı bir bölüm olarak TS 825’de yer almalıdır.

7. Meteoroloji istasyonu bulunan bütün şehirlerdeki verilerden yararlanılarak derece-Gün sayıları belirlenmeli ve ısı yalıtım bölgeleri Almanya da olduğu gibi tek bir değere indirgenmelidir.

8-inşaat sektöründe eğitimli personel çalışması için önlem alınmalıdır. Zira inşaatta kullanılan malzemeler ve aksesuarlar o kadar çok gelişmiş ve çeşitlenmiştir ki, bunların eğitimsiz kullanılması mümkün değildir.

9-Yeni binalarda enerji kimlik belgesi olmayanlara oturma izni verilmemeli.

10-Eski binalarda enerji tasarrufu için yapılacak her tadilat teşvik ve taltif edilmelidir.

Makul bir zaman sonra eski binalarda da enerji kimlik belgesi aranmalıdır.

11-inşaatlarda CE uygulamalarının muntazam ve ciddi kontrolü temin edilmelidir. 

12- Yenilenebilir enerjileri binalarda teşvik için, Almanya da olduğu gibi 5kw/saat dan itibaren interkontinekte sistem alış-veriş olanağı sağlanmalıdır.yaz aylarında gündüz enerjinin pik durumunda binalar kendi enerjilerini temin edip fazlasını sisteme verirlerse kazanç büyük olur.

12-Üreticilerin ve tüketicilerin bilinçlenmesi için sık.sık seminerler yapılmalıdır.

ÖNEMLİ VE ÜZERİNDE DURULMASI GEREKEN HUSUS ŞUDUR.

Yazım, birim ve bazı prensip hatalarının düzeltilmeleri yanında yukarıda açıkladığımız hususların yer alması için 10-15 sene gibi bekleme yapılması yerine yapılacak tadilatla bütün U DEĞERLERİNİN ( Pencere, dış duvar, tavan, taban) Her sene EN değerleri yakalanıncaya kadar 0.1 veya uygun bir miktar aşağı çekileceği belirtilmelidir. Ayrıca gelecekler için hedefler gösterilmedir. Almanya petrol kriziyle birlikte ilk mecburi ısı yalıtım yönetmenliğini (Energiee insparverordnung) çıkardı ve bundan sonra kısa aralıklarla yenisini çıkarıp gelecek için hedefler gösterdi. Almanya 2023 den sonra binaların PASSİF BİNA olarak yapılmasını öngördüğü gibi. Binalarda bilhassa Bürolarda Havalandırmalarda sistemlerinde eşanjörlü sitemler kullanılmalıdır. İç mekanda ki 22c §lık hava doğrudan dışarıya atılırsa, dışarıdaki -10c §lik havayı tekrar 22 c § çıkarmak için çok büyük enerjiye ihtiyaç vardır. Eğer eşanjörde -10 C §hava +10 c § olursa Büyük kazanç elde edilmiş olur.

KURUMSAL ÜYELERİMİZ